Trafik Cezalarının Keyfiyetine Dair Vatandaş ve Hukukçu Gözüyle Bakış

Trafik Cezalarının Keyfiyetine Dair Vatandaş ve Hukukçu Gözüyle Bakış

Yazı başlığını öncelikle trafik cezası kesmeye yetkili kişiler sevmeyecektir eminim fakat trafik cezalarının keyfiyete dayalı kesilmesinin arttığı bir dönemde birkaç şey söylemek yerinde olacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca başında belirtmekte yarar var; trafik cezaları olmalı, herkese eşit şekilde ve yerinde uygulanmalı!

Biraz geçmişe gitmekte fayda var diye görüyorum, sanırım 3-4 sene önce hatırlarsınız uyuşturucu kullanan vatandaşların tespit edilmesi amacıyla, trafikte sürücüler durdurularak tükürük örnekleri alınmaya başlamıştı. Testin hiçbir zararı olmadığı, alkolmetre ile aşağı yukarı aynı minvalde olduğu vesair medyada oldukça pohpohlanmıştı. Ancak başta uluslararası hukuk kuralları olmak üzere insan haklarına aykırı bu uygulama, ortaya uyuşturucu kullananlardan ziyade birçok mağdur çıkardığı için neyse ki kaldırıldı. (!) Hiç unutmuyorum, akşam yemeğinde patlıcan yedikten sonra tükürük örneği veren vatandaşa uyuşturucu kullandığından bahisle ehliyetine el konup, türlü cezalar verilmişti. Aynı yönde birçok kişi haksız olarak mağdur edilmişti. (1)

Yine 2-3 sene önce HGS-OGS kaçak geçişleri, römorkları olan tırlara-kamyonlara plakaları ayrı olması bahane gösterilerek ikişer ceza kesme durumu, sıralı şekilde EDS bulunan yerlerde 6-7 saniye arayla hız limitini aşan araçlara aynı süre içerisinde defalarca ceza kesilmesi durumlarını hep birlikte yaşadık. Çoğumuz yediği cezaya eyvallah dedi, kimisi uğraştı ve çoğu iptal edildi. Tabi ardından şimdi olduğu gibi “af” geldi birçok ceza silinmeye doğru gidiyor. (2) Bu durum nasıl olsa cezaları silecekler hiçbirini ödemeyeceğim diyen ile cezamızdır gecikmeden ödeyelim diyen kişilerin mücadelesi haline geldi.

Bilindiği üzere özellikle şehirlerarası radarlar ile vatandaşlar arasında köşe kapmacaya dönen radar aracının yerine ilişkin dünya üzerindeki en derin yapılanma ülkemizde! Radar var ise karşı yönden gelen ve sizi daha önce görmemiş olan diğer sürücünün selektörleri hızlıca yakması mevzusudur ve çok işe yarar siz de bu sayede yavaşlarsınız ve radardan kurtulursunuz. Bir ara buna da ceza yazıldığı, gezici radar uygulamasının başladığı gündeme geldiyse de bu yapılanma gerçekten samimi ?

Hukukçu olarak, diğer meslektaşlarla bilgi paylaşımımız ve devamında vatandaş olarak da birebir maruz kaldığımız trafik cezaları özellikle şu dönemde fazlaca artmış durumda. Eğer trafik cezası kesmek; trafik kazalarını engelliyorsa, trafikte yayalara, bisikletlilere, motorculara saygıyı artırıyorsa, kırmızı ışık yanmasına rağmen kamera yok diye geçilmesine engel oluyorsa, bürokratik ve siyasi kaynaklı birilerinin sayısız ihlaline de trafik cezası uygulanmaya başlamaya sebep olacaksa buyrun cezalar kesilsin ve artırılsın! Amma velakin hiçbir etkisi olmadığı pratikte çok açık ise keyfiyetin de önüne geçilmeli. Bu noktada küçük bir parantez açılması gerektiğine inanıyorum, özellikle trafik polislerine amirlerinden giden talimatlarda, ay içerisinde belirli bir kota sisteminin varlığının ceza yazılması hususunda ayrıca bir çaba gösterilmesinin gerekliliği de ne yazık ki bilinen bir gerçek! Yani demek istediğim, “bu ay bizim trafik şubenin kotası 10 bin TL’lik trafik cezası, hadi herkes uygulamaya!” Şaşırmayın, ciddiyim…

Küçük bir nokta da ceza kesmeye yetkili olan fahri trafik müfettişleri noktasında toplanıyor; 40 yaşını aşmış ve çok ağır bir ceza yememiş neredeyse herkes uygun şartlar halinde olabiliyor (3) ve size bir gün bilmediğiniz bir trafik cezasının kaynağı olabiliyor. Halk arasında meşhur bir tanımlama olan ve evinin önünde gelene giden laf atmayı seven “emekli astsubay” tanımlaması ile fahri trafik müfettişleri aynı kişilermiş gibi geliyor bana.

Gelelim bugün bu konunun yazılış sebebine, keyfiyetin başladığı durumlara…

Şu ara özellikle trafik polisini ya da ceza kesmeye yetkili kişiyi görmediğiniz ve evinize postalanan trafik cezaları öylesine artmış durumdaki. Hem mesleki olarak hem vatandaş olarak şu ara birçok sohbetin konusu bu; açıklamalarda, “trafik güvenliğini tehlikeye atmak”, “diğer sürücüleri ve yayaları korkutarak araç sürmek”, “yanlış yere park etmek”. “hız limitlerini aşarak araç sürmek” gibi o an ceza yazan kişinin yazdığı beyanlar üzerine ceza kesiliyor. Başta da dediğim gibi birçok kişi yaptığı iddia edilen şeyden emin olmadığı ya da uğraşmak istemediği için cezaları ödeme yoluna giderken, bu cezalara karşı hukuki yola gitmek istenildiğinde, emniyet kaynaklarında verilen cevaplar hukukilikten uzak ve keyfiyete dayalı bir durumun varlığına dalalet oluyor.

Yaşanmış bir olay üzerinden; bir arkadaşım aynı zamanda meslektaşıma bir tebligat geliyor -yanlış yere park cezası- ile ilgili, kendisi süreci işletmek ve nereye yanlış park ettiğini görmek ve eğer denildiği gibi ise cezasını ödemeyeceğini beyan ediyor. İtiraz dilekçesine emniyetten gelen cevabi yazıda, park ettiği iddia ettiği yerin fotoğrafı mevcut ancak arkadaşın arabası orada yok, yazının devamında “buraya park etmişti ancak fotoğraf çektiğimiz zaman yoktu ayrıca bizim bunu belgelendirme zorunluluğumuz yok” gibi bir cevap geliyor. Bu durum için diyecek birçok şey mevcut ama en basit haliyle, keyfi bir süreç işlettik, itiraz edeceğini düşünmedik, bizi zorlamayın demek oluyor.

Neyse ki, bu süreçte hâkim, kararın haksız ve dayanaksız olması sebebiyle cezanın iptaline karar verdi!

Hukuki Süreç

Bu arada söz konusu trafik cezalarına ilişkin, cezanın haksız olduğunu düşünüyorsanız; ceza yüzünüze karşı verildiyse o andan itibaren şayet tebliğ yoluyla geldiyse tebliğ aldığınız tarihten itibaren 15 gün içerisinde Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz etmeniz gerekiyor. İtiraz için; evrakın fotokopisi, itiraz dilekçeniz ve kimlik fotokopiniz olması kâfi. İtiraz ettiğinize ilişkin tarihi ve esas numaralarını da evrakı verdiğiniz memurdan edinmeniz, takip ve sürelere ilişkin elinizde bir belge olarak duracaktır.

Gelelim, Sonuç Olarak Ne Demeye Çalıştım?

Görevi gereği size birtakım şeyleri yaptırabilen, ceza kesebilen, yargılayabilen kişiler, kurumlar olabilir. Bu durum gerçekten yasadan kaynaklandığı gibi, bazen de keyfiyetten, bir şey olmaz dürtüsünden kaynaklanabilir. Burada vatandaş olarak bize düşen söz konusu durumla ilgili haksızlığı konusunda bir şüphe duymuyorsak, maddi-manevi neye mal olacağını düşünmeden hukuki yolu sonuna kadar götürmek, tabi bu süreçlerde en iyi hukuk uygulayıcıları olan avukatlardan hukuki destek ve danışmanlık almanız en büyük tavsiye.

Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün var olduğu hukuklu günler temennisiyle!

Bkz. Yukarıda Sözü Edilen Durumlara İlişkin

1- http://www.gazetevatan.com/hayat-karartan-test-kaldirildi-709353-yasam/

2- http://www.posta.com.tr/kopru-ve-otoyollardan-900-milyon-liralik-kacak-gecise-de-af-1414689

3- http://www.mevzuat.gov.tr/Metin.Aspx?MevzuatKod=7.5.17235&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch

No Comments

Yorum Yap

Please enter a message.
Please enter your name.
Please enter a valid e-mail address.